Bu sayfa Konya Selçuk Üniversitesinde okuyan Ahıskalı öğrenciler tarafından hazırlanmakta.

********************************************************************************************************************************
Ahıska Türkleri unutulmasın

M.Necati ÖZFATURA - 24 Nisan 10997 Perşembe - Türkiye


Ahıska Türkleri, özbeöz Türk olup, Kafkasya'nın Anadolu Türklerine en yakın olan boyudur. Uzun bir dönem Ahıska, Osmanlı Devletinin bir eyaleti olmuş, Türklük bu arazide siyasi ve iktisadi varlığını korumuştur. 1829 Edirne Muahedesiyle Ahıska Türkleri, bu bölgede ağırlığını muhafaza etmişlerdir. Ayrıca Ahıska Türkleri bu bölgedeki Türk kavimleriyle, Acaralarla, Rumlarla, Kürtlerle, Gürcülerle uyum sağlayabilmiş, hoşgörü ve anlayış içinde yaşamışlardır. Tabii ki Rusya'nın yayılmacı politikası bu bölgede zaman zaman milletlerarası çatışmaları alevlendirmiş, yeni problemlere yol açmıştır. Özellikle de İran ve Türkiye'den Rusların düzenlediği Ermeni göçü Kafkaslar'daki etnik dengeyi bozmuş, istikrarı yoketmişti. 1853-1856, 1877-1878 (93 Harbi) savaşlarında, kargaşalı 1914-1921 dönemlerinde bu bölge büyük facialara, milli musibetlere sahne olmuştur. Buna rağmen Ahıska Türkleri, Türklüklerinden, din ve geleneklerinden taviz vermemişlerdir. Çarlık Rusya zamanında (az da olsa) geleneklerini yaşayan, örf ve adetlerini koruyan ve dini vecibelerini yerine getirebilen Ahıska Türkleri, komünist rejimin diktasına girince bu haklarından da mahrum edildiler. Bolşevikler, 1924 yılında Ahıska'daki din adamlarını ve ileri gelen şahsiyetleri aileleriyle birlikte zindanlara attılar. Sibirya'ya sürdüler veya kurşuna dizdiler. Bu tarihten 1993 yılına kadar, maddi durumu iyi olanlar, eli silah tutan bazı cesur kişiler ya da sınıra yakın oturan Ahıskalılar binbir türlü macera ve meşakkatle Türkiye'ye geçtiler. Komünist rejim bütün ülkede olduğu gibi Ahıskalıların da mal ve mülklerini zorla elinden aldı. Malını ve hayvanlarını vermek istemeyen Ahıskalılar hain ilan edilerek Sibirya'ya sürüldü. Ikinci Dünya Savaşı'nın başlaması ile eli silah tutan Ahıskalılar, cepheye sürüldü (1941). Askerde geri hizmetlerde çalıştırılan Ahıskalılar yok edilmek amacıyla ön saflara sürüldü. Alman-Rus savaşında 26 bin Ahıskalı öldü. 17 bin'i yaralandı. (Bu rakamlar resmi belgelere dayanılarak belirtilmiştir). Cepheye gönderilmeyen yaşlı kadın ve çocukların kaldığı Ahıska'da Komünist idare; "askere yardım" gerekçesiyle her şeye el koydu, bununla da yetinmeyen komünistler, 13-14 Kasım 1994 gecesi "Türklerle savaş başladı, can güvenliğiniz için sizi geçici bir süre daha iç bölgelere nakledeceğiz" gerekeçesiyle evlerinden topladıkları Ahıskalıları yük vagonlarına doldurarak sürgüne gönderdiler. Ahıskalılara toplanma için verilen 2 saatlik süre içinde hiç kimse yanına bir şey almaya fırsat bulamadı. Maksat bu insanları Hazar Denizi'nde yok etmekti. Trenler Bakü'ye gelince Komünist Partisi Sekreteri Bagirof, katliama itiraz etti ve Türkiye'nin bugün değilse bile gelecekte bunun hesabını soracağını söyledi. Böylelikle katliamdan kurtulan Ahıskalılar, Orta Asya Cumhuriyetlerinin çeşitli yerlerine sürgün edildi. Bir ay süren sürgün sırasında 17 bin insan hayatını kaybetti. Ölümlerin başlıca nedeni, pislikten kaynaklanan hastalıklar, şiddetli soğuk ve açlıktı. Ahıskalıların sürgün şartlarına dayanabilen 76 bin kişinin büyük bölümü de bilinçli olarak aile bazında birbirinden koparıldı. Komünist rejimin bitmeyen kini sürgün yerlerinde ve Ahıskalıların ardından gidiyordu. Bir çok "yerde bunlar insan eti yiyen vahşilerdir" denerek, tecrit edilmeleri için çaba harcanıyordu. Bu çirkin propaganda genellikle etkili oldu ve yöre halkı Ahıskalılarla ilgilenmedi. Yalnızlık içinde açlık ve sefaletle boğuşan Ahıskalılardan 25 bin kişi daha 1944-45 kışında hayatını kaybetti. Şu anda Ahıska Türkleri, Rusya'nın her bir bölgesine dağıtılmış, vatan hasretiyle yanmaktadırlar. Zalim Stain tarafından topraklarından koparılarak sürgüne gönderilen Ahıska Türkleri, Türkiye'nin herhangi bir bölgesine yerleşerek buraları imar etmek istemektedirler. Uluslararası Ahıska Türkleri Federasyonu Genel Başkanı Maksut İzzet, Ahıska Türkleri'nin Türkiye'de yaşamak istediklerini belirterek şu teklifte bulunmaktadır: "Türkiye hem vatanımız, hem de babavatanımızdır. Bize Türkiye'de toprak verilsin. Güneydoğu'da GAP Bölgesine veya Türkiye'nin diken dahi bitmeyen bir bölgesinde; nerede olursa olsun toprak verilsin. Biz o toprakları ekeriz, işleriz ekmeğimizi taştan çıkarırız. Türkiye topraklarının yaklaşık yüzde 40'ı kullanılamıyor. Biz kullanılan toprakları değil, kullanılamayan toprakları istiyoruz. Hele bir toprak verilsin. Ahıska Türkleri'nin ne denli azimli olduğunu o zaman görürsünüz. Güneydoğu'da PKK terörün yaşandığı bölgelere yerleştirilebilir. Böylelikle Ahıska Türkleri PKK terörüne set çekebilir, gönüllü korucu olabilir…"